Dünyamızın 4/3 ü sudan ibarettir, buna hava da dahil, üzerin de yaşayan canlılarda, biz dahil, %99 sudan ibaretiz. O zaman suyu kirletmeyeceğiz. Doğal dönüşümünü engellemiyeceğiz. Ormanlarımız, foto sentez yapıp karbondioksit alıp, oksijen veriyor. Havada yağmur bulutları oluşuyor, sonra yağarak, toprağa, denizlere, göllere, akarsulara dönüyor. Coğrafyaya göre, kendi akış yönlerini değiştirmeyeceğiz. (Su akar, yolunu, bulur.) Ata sözü. Su ile denizlerde, karalarda canlılık, oluşuyor. Yüksek dağların, tepelerindeki, karlar, mevsimlerle, toprağın, üstünden ve altından, yollarını bulup, dereler, göller, denizler, oluşturuyor. Her dağın, her ovanın, her vadinin, kendisine özel, yeşil, oluşumları var, bitki, hayvan ve insan, çeşitleri var. Bir yere, şehir kurulacağı zaman, yada sanayi tesisi, yol geçirileceği zaman, onların, su akış ölçümlerini yapıp, öyle kurmak lazım, akış yönlerini engellememek lazım. Onun için, şehirlerdeki dere yataklarında, seller oluşuyor, evleri su basıp, yıkıyor. Yollarda ne var, ne yoksa alıp götürüyor.
Su, deniz, ormanlarımız ve tarım, geri dönüşüm yapabilen ham maddeler. Sanayi tesislerimizi bu ilkeye göre dönüştürmemiz lazım. Pamuk, keten, hasır, bambu, ipek, yün deri, ahşap, doğal gübre, hayvan gübresi, doğaya zararlı değil. Temizlik içinde, doğal dönüşüm yapabilen, temizlik malzemeleri kullanmak lazım, mesela, anneannem, bulaşık suyuna koymak için, küllü su hazırlardı, Ocakta yanmış, kütüklerin, küllerini bir kapta suda bekletirdi, ertesi gün, bulaşık yıkarken, suya bir miktar eklerdi. bahçesinde, tarlada doğal gübre kullanırdı. Kışın tarlaları, dağdan gelen su, bastığı için, baharda tarlalarını sürdürürler, tohumlarını ekerlerdi, susuz tarım yapardı, Toprağın altı yeteri kadar, sulu olurdu, son baharda hasat yaparlardı. Sadece, evin önüne, ektiği, sebze ve çiçeklerini, tulumba suyu ile sulardı. O zamanlarda, çok büyük, karaağaçlar vardı, yapraklarını keçilere yedirirlerdi. Onlar zamanla yok oldular, acaba yeraltı suları çekildiği içinmi yok oldular, yoksa, sonradan, yüksek gerilimli, elektrik direklerimi etkiledi, bilmiyoruz.
Fosil yakıtlar, kömür, petrol, doğalgaz, madenlerin her çeşiti, bunların geri dönüşümü yok, günün birinde bitecekler. Uranyum yakıtlı, Atom enerjisi var, o da bitecek, üstelik, hepsinin atık sorunu var. Geleceğin enerji kaynağı, su. Onun için, dünyadaki suları, hiç bir şekilde kirletmemeliyiz. Termo nükleer enerji, dünyayı hiç bir şekilde kirletmeyecek. Şehirlerdeki evsel atıkları, Hastahane atıkları, sanayi atıkları, maden atıkları, mesela plastik, bunları özel olarak hazırlanmış, bölgelerde, yok etmeliyiz, havaya denize suya, karışmamalı. Dijital atıklar için, ayrı tesisler kurulmalı, tekrar kullanmak için, onların, madenleri bitiyor, çünkü. Bu atıklar, her yere karışıyor, iklim değişikliği, küresel ısınma yapıyor, yediğimiz balıkta bile, plastik atığı bulunmuş. Aldığımız havadan bile zehirleniyoruz, hastalanıyoruz. üstelik, bunların ilacı da bulunamaz. Tek çare, havayı ve suları, temizleyeceğiz. Yoksa canlı nesli yok olur.
Okuldaki, doktor. öğretmenimiz, (Tanju Gürsu)nun amcası, derste bize şohben ölümlerini anlatıyordu. Banyodabuhar ve nem, çok olduğu için, arızalıysa, iyi yanmadıysa, çıkardığı gazın, banyo buharına karıştığı ve içindeki metan gazın, bizim kanımızdaki demirle birleştiği için, ölümler olduğunu öğretirdi. Ayni şimdi dünyadaki sera gazının, ısıyı artırması ve pandemiye sebep olması gibi. Ayrıca Ozon inceldiği için bizlerimor ötesi ışınlardan, koruyamaması gibi.
Suları kirletmezsek, gelecekte, enerji olarak kullanma şansımızı kullanırız. Bir yerde buzdolabı yapıldığını duydum. Sadece havanın nemini alarak çalışıyormuş. Gelecekte enerji devrimi sudan olabilir. Türkiyedede üç tarafımız deniz olduğu için, kıyı şehirlerinde, deniz suyu kullanan, nükleer enerji kullanılabilir. Atom enerji santrallerini, Termo nükleer enerji santrallerine dönüştürebiliriz.
Türkiyenin ve Dünyanın iklim değişikliğine göre hazırlanması lazım, Küresel ısınma ve çölleşmeye karşı su kullanma şeklimizi değiştirmemiz lazım, apartmanlar su depoları yapsınlar, Toki evlerini beğeniyorum. ülkemiz deprem ülkesi, onlar depreme dayanıklı evler yapıyorlar, hepsi aynı model diyorlar, o zaman, kendi yörelerinin özelliklerini estetik olarak görünüşlerine ilave edebilirler, Ayrıca sarnıçlar yapılmalı.
Deniz suları, arıtılıp temizlikte kullanılabilir. Tarlalarda, damlama zaten kullanılıyor. Bizim orman uzmanlarımız zaten bilir, yanmaya dayanıklı ağaçlar ve bitkiler dikilebilir, ekilebilir. Dünyanın başka yerlerinden de dayanıklı ağaçlar bitkiler getirilip dikilebilir, Eğer çöl iklimi olacaksa, her şeyi ona göre planlamak lazım. Bizim itfaiyecilerimiz, Orman teşkilatımız, kahramanlarla dolu, hepsine teşekkür ediyoruz, inşallah çağ atlamış yangın teşkilatımız olur. Birleşmiş Milletlerinde, bütün Dünyadaki enerji sistemini, termo sisteme değiştirme yönündeki çalışmalarını görürüz, uzmanlar 10 yıl içinde yapılmalı diyorlar.
İnşallah o zaman Dünyamızda, bizde kurtuluruz.
Ayla Gönenç
10 Ağustos 2021. İzmir.