Şu anda orta çağı yaşıyoruz. Global derebeyleri, ağaları, şirketler, hükümetler bir yanda halklar bir yanda. Dünyamızın her yerinde her ırktan milletten insanlar bir arada yaşıyorlar. Global efendiler onlara hükmediyorlar kendi çıkarlarını paylaşıyorlar.
NATO’ya ve Birleşmiş Milletlere artık güvenmiyorum. Haritada gösterdiler NATO Türkiye’yi adeta işgal etmiş, her yer de üsleri var ve biz onları kontrol edemiyoruz. Aslında her üste bizim komutanlarımız olmalı, ne yaptıklarını kontrol etmek için. Mesela İncirlik üssünden 15 Temmuz’da darbesinde harekat planlandı, Sorosçular Büyük Adada buluşup plan yaptılar, sonra Sinop üssünden frekans yayını yapmışlar bütün Arılar toplu olarak ölmüşler. Toplu kuş ölümleri var, denizde balıklar toplu halde sahile yığılyorlar. Ne yapacaklar frekans yayınları ile hepimizi toplu olarak öldürecekler mi?
Aslında NATO nun ve Birleşmiş Milletlerin yöneticilerinin özel hayatlarını bilemiyoruz. Aileleri, çocukları var mı yoksa sorunlu insanlarımı idare ediyorlar. Ayrıca Kaliforniya’daki çocuk çiftliklerini de duydum. Kendi ailesi ve çocukları olan sorumlu insanları yönetime getirsinler, onlar aile ne demektir bilirler, sorumluluk sahibi olurlar. Bu kadar acımasız ve zalim insanları derhal idareden almaları lazım. Yerlerine merhametli sevgi dolu şefkatli insanları yönetime getirmeleri lazım, o zaman dünyamıza barış gelir.
Şu anda büyük şirketler (silah şirketleri) dünyamızda anlaşıyor, hükümetlere yön gösteriyor, iktidardakiler de tekrar kazanabilmek için onlara uyuyor. Güç paylaşımı var. Şu anda dünyamızın her yerinde her milletten ve ırktan insanlar bir arada yaşıyor çalışıyor, aile kuruyorlar. Ama bir anda bakıyorsun savaş çıkıyor, paralı askerler savaşıyor. Onlara emrediliyor, onlarda her yeri yakıp yıkıyor, her yeri talan ediyorlar. Onlar halkı kurtarmıyor sadece tahrip ediyorlar. O bölgedeki insanların güçleri yok, çoluk çocuk perişan olup mülteci oluyorlar. Büyük kayıplar veriyorlar, maddi ve manevi olarak hiç bir yerde huzur yok. Devletler ve hükümetler enerji ve maden peşinde zenginliklerine zenginlik katıyorlar.
Ukrayna’ya bir bakın, ayni Suriye ve Irak, ayni görüntüleri görüyoruz. Devletlerin ayakta kalabilmesi için ailelere, çocuklara çok önem vermesi lazım, zeki, çalışkan, kamil insan yetiştirmesi lazım. Çocuklar eğitiliyor öğreniyor ama bir anda her şey bitiyor, ortada kalıyorlar. Buna çare olarak BM de her ülkenin aileleri yerel yönetimleri ve özgürce konuşabilmeli, BM ve NATO bünyesinde isteklerini bildirebilmeli, BM ve NATO yeniden yapılanmalı, ülkeler komşuluk dayanışması yapmalı, yardım fonları ve ilk yardımlar birleşmeli, ailelere yardım yapılmalı. Dünya çapında bu acımasızlığın karşısında ayakta durabilsinler. Neticede hükümetlerden ayrı olarak teşkilat kurulmalı, vakıflar olabilir, kooperatifler olabilir, yönetime sevgi dolu şefkatli, sorumluluk sahibi hanımefendiler getirilmeli. Bir yerde savaş çıktığında komşu milletler ve dünya insanları birbiri ile dayanışmalı, empati kurmalı, savaş durum’una göre teşkilat kurmalı, kurtarma koridorları olmalı, ailelerler her an toplanıp gitmeye hazırlıklı olmalı. Bu yeni bir yaşam tarzı. Filler tepişirken aşağıdaki çimen’ler ezilirmiş.
Savaşsız, huzur dolu, sağlıklı günler dileği ile.
Sevinç Ayla Gönenç. 6.3.2022