Devletimizi, karar vericileri, ordumuzu, savunma sanayimizi kutluyorum. Türk ordusu çağ atladı, Mehmetçiklerimizi kutluyorum, teknolojiyi mükemmel şekilde kullanıyorlar, imalat sanayindeki bütün emek verenleri kutluyorum. Beyaz tv deki programı görünce içim rahatladı, Dünyanın her yerine satış yapılıyormuş, inşallah onlar paralı askerlere bu silahları satmazlar, bize karşı kullanılmaz. İdlip’te, hendek savaşlarında, Ankarada, özel harekatçılarımızı toplu olarak kaybettik, oralara anıtlar dikelim, her gün bir şehit haberi alıyoruz, hepsi adına anıtlar yapalım, isimlerini yazalım. Bizleri, memleketimizi korumak için, canlarını verdiler, her gün dua edelim, Şehitlerimizin mekanı cennet olsun.

Gençlerimiz iş arıyor, her geçen gün çoğalıyorlar, iş bulamıyoruz diyorlar, önce kendi yeteneklerinin ne olduğunu anlamaları lazım. Onun için çocukken aileleri onları izlemeli. Eskiden Padişahları yetiştirirken, verdikleri eğitimin yanında, el becerilerine bakarlarmış, kimisi halı dokuyormuş, kimisi marangozluk, oymacılık yapıyormuş, kimisi müzik çalıp beste yapıyormuş. Şimdi çocukların bazıları şiiri, romanı, hitabeti sever, bazısı sporu, kimisi mekanik, matematik, geometri sever, hepsinin kendi yeteneği vardır. Onları tespit edip, o yolda ilerlemesini sağlamak lazım. Şimdi dijital çağda olduğumuza göre, bilgisayar internet kullanması ve en az iki dilden anlaması lazım ne iş yaparsa yapsın.

Ülkemiz kıtaların arasında merkezde olduğuna göre, Dünya ülkeleriyle iletişim kurabilmeliler, dedelerinden kalan işleri devam ettirip dünya ülkelerine tanıtıp satabilmeliler, üretmeliler. Çünkü bizim ülkemizde yetişen var olan ham madde başka ülkelerde yok. Bunda güneş, hava akımı, su ve toprak mineralleri etken oluyor. Ayrıca asırlardır gelen, nasıl yetiştirileceğini bilen insan emeği önemli rol oynuyor. Burada yetişen tarım ürünlerinin, fidelerini alıp başka ülkelere diksen de aynı lezzeti vermezler. Aromaları değişik olur. Onun için ham maddemize sahip çıkmamız lazım. (Eşim Erdinç Gönenç‘in) sitesinde “Çalışma Raporları“‘nın haber bölümünde, ekmek mayasının dolarla dışardan alındığı haberi var. Türkiyede çocukluğumdan beri buğday ve diğerleri konusunda kendi kendisine yetebilen nadir ülkelerden olduğunu öğrendik.

Ülkemiz İpek Yolu üzerinde çok güzel Hava, Kara, Deniz, Dijital bağlantılar oluyor, Trenler, Tırlar, Hava Alanları, Deniz yolları artık kat be kat büyüyecek. Alt yapımızı ona göre hazırlamamız lazım. Haberlerde devamlı tır kazaları görüyoruz, Tırların, Tren yolları gibi, özel transit yolları olması lazım, yoksa şehirlerimiz bu trafiği kaldıramaz. İnsanlarımız telef olur, gelir kaybımız olur.

Yollarımız yıpranıyor, yenileme masrafı var, çevre kirliliği var, yabancı şirketler, bizim ülkemizde, yatırım yapıp, üretim yapıyorlar, her çeşit yabancı ürün var, bütün dünyaya satıyorlar. Bize ara mal satıyorlar, bizden ne kadar işçi çalıştırıyorlar, kendi ülkeleri çevre kirliliğinden, yolların aşınmasından, arsa tahsisinden kurtuluyor, borç verip, kendi bankasını çalıştırıyor.koruması da bizden.Acaba bizim kayıplarımız karşılanıyor mu, yoksa bütün bu yük bizim bütçemiz üzerindemi, ayrıca işçi çıkarma haberleri duyuyoruz. Her gün çöp toplayan aileleri görüyorum, sığınmacılar ayrı.

Transit yollarda kontrol, ilk yardım, noktaları yapılması lazım, aynı şekilde, deniz yollarına da yapmamız gerekiyor. Karadeniz, Boğazlar, Marmara, Ege Denizi, Akdeniz de. Hopa dan Hataya sahilden deniz trafiği olması lazım. Hem gençlerimize İş alanı açılır. Mesela Gezi Gemileri olsaydı, sahilden dolaşması ne güzel olurdu. Çocukken babam, bizi İzmirden, İstanbula Akdeniz gemisi ile götürmüştü. Deniz havası almıştık, çok eğlenceli olmuştu, yemek zamanı vapurun, çanını çalıyorlardı. Sonradan o geminin eskidiğini ve parçalandığını duydum, çok üzüldüm. Ama şimdi babamın çektiği, 8mmlik sessiz filimlerden görüyorum.

Ülkemiz ipek yolunda iddaalıysa bu yolları memleketimize insanlarımıza, şehirlerimize zarar vermeden yapmalı, hayvanlarımızı ve doğamızı, uzayımızı da ilave ediyorum. Ormanlarımızı, sularımızı, endemik bitkilerimizi, korumamız lazım, zaten çok zarar gördüler. Maden ararken yok oldular, Afrikadaki altın aranan bölgeleri gördüm, delik deşik olmuş, orman, bitki kalmamış, tabi hayvanlarda ayrıca yok olmuş, siyanürlü su birikintileri vardı. Bazı işleri yaparken, doğa dengelerini düşünmek çok önemli, yapılan işler şeffaf olmalı, denetlenmeli.

Ham madde derken, Londra da kendime kazak almıştım. 1973’te shetland yünü yumuşacık çok güzel ısıtıyordu. Bizde yoktu o zaman, sonradan öğrendim ki bizim Ankara keçisinin yününden yapılmış, bizim keçileri oraya götürüp, üretmişler, geliştirmişler, çok güzel ürünler çıkarmışlar. Acaba bizde Ankara keçisi kaldı mı, neden bizimkiler bu işi geliştirmezler, aynı şeyi pamuklu dokuma kumaşlarda yapabilirler. Zaten köylü hanımlarımız, bu tip şeyleri pazarlarda satıyorlar, ama küçük miktarlarda.

İşsizlikten bahsediyorlar, gençler işsizmiş!

Aynı olayı besin ürünlerinde de görüyorum, meyve bahçeleri kesiliyormuş, bu meyvelerden, marmelat, reçel, bestel, pekmez, yapıp satmayı neden düşünmezler, paraları yoksa vakıflardan, istesinler, kazandıkları paranın, kat kat fazlasını kazanırlar, çiftçilere yol gösteren, fabrikalar kurulsun, ağaçlara yazık değil mi, bütün dünyaya satabilirler, ürünün kendisini değil, işlenmişini satacaklar, aynı şey sebzedede olabilir, yeterki organik olsunlar. Anneannem, tohumlarını kese içinde sandığında saklardı, sonra mevsiminde ektirirdi, toprağın cinsi susuz tarıma elverişliydi.

Bu zihniyeti değiştirmezseniz, iklim değişikliğinden, açlık kıtlık olacak diyorlar, uluslararası şirketler zaten toprak alımına başladılar, köylüleri borçlandırıp tarlaları satın alacaklar, ürünlerinizi onlardan satın alacaksınız.

Şimdi toprak reformu yapıp bu gençleri teşvik edin, kredi verin, kurslardan geçirin güneş enerjili fabrikalar kurun, ürünleri işleyip dünyaya satın, hiç bir şey besin kadar önemli değil. Türkiye, besini kendine yeten bir ülkeydi, dışardan yiyecek almıyordu. Açlık, kıtlık, hastalık, yok olmak demektir. Gençlerimizin, bu işleri başaracağına inanıyoruz.

27.6.2021
Sevinç Ayla Gönenç

Originally posted 2021-06-27 18:03:45.