Pek çok insan gibi benim yaşantımda da önemli olaylar oldukça çok. Ancak son zamanlarda, çocukluğumun İzmir’de geçen ve de pek uzun olmayan dönemi ile ilgili anılar diğerlerine baskın çıkıyor.
Yaşlanıyorum da ondan mı diye düşünüyorum bazen. Kuşkusuz epey de yaşlandım sayılır. Ama İzmir’imin doğası benden çok daha hızlı yaşlandı. Hatta mavi Körfez öldü gibi. Temel neden işte bu.
İnsan belki de er geç öleceğinin bilincinde olarak, yaşamayı tutkuyla sürdürebilen biricik canlıdır. Öleceğini bilir ve korkmaz da kıyamet gününden ödü patlar…
Mavi gezegenimizin, ölümümüzden sonra da yaşayacağını, insan türünün soyumuzun süreceğini bilmek, ölüm korkumuzu azaltır. Oysa kıyamet günü, herşeyin sonu olacaktır. Bundan ötürü korkarız…
Doğa sadece İzmir’de ölmüyor. İzmit Körfezi de ölüyor. Çilek tarlaları, kiraz bahçeleri yok oluyor. Bursa ovasını, güzelim şeftali bahçelerini de yok ediyoruz.
İşte bu yüzden çevre kirlenmesi korkusu, kıyamet korkusu gibi sarmaya başladı, insan bilincini. Bu korkuyla Yeşiller, sanayileşmeye bile karşı çıkıyorlar.
İlk bakışta, haksız da değiller.
Karadeniz Bakır İşletmeleri ile Etibank’m fabrikalarının, Murgul’da yeşili nasıl yok etmiş olduğunu, dağın-taşın nasıl siyaha kestiğini gözlerimle gördüm. Murgul’da insan ömrü, buralardakinden çok kısa.
Yatağan Termik Santralı’nm eskiden köylülerin göbek mantarı topladığı, yemyeşil ormana, ne yaptığını da gördüm. Ancak çözüm yine de sanayileşmekten vazgeçmekte değil. İnsan nüfusu giderek artıyor. Hem de büyük hızla. İnsanın gereksinimi sonsuz. Giderek daha çeşitleniyor.
1960’lı yıllarda, her eve bir renkli televizyonu, düşlemek bile olası mıydı?
Sonsuz insan gereksinimini karşılayabilmek için sonsuz üretim gerekir.
Sonsuz üretim olanağını da bize ancak sanayi veriyor.
Sosyal demokratlar da bu yüzden bir yandan çevreyi korumaya çalışırken, öte yandan sanayileşmeyi savunuyorlar.
Çözüm, temiz sanayi. Havayı kirletmeyen, ormanları, şırıl şırıl akan buz gibi dereleri, masmavi denizleri öldürmeyen sanayi…
Bu konuda teknoloji hızla gelişiyor. Temiz enerji için soğuk füzyon çabaları yaygınlaşıyor.
Öncelikle, daha fazla kirletmeyi durdurmak gerek.
Sonra sıra kirletilmiş doğayı temizlemeye gelecek. Bu konuda da önemli çalışmalar var.
Ben umutsuz değilim. Özellikle, biyolojik yöntemlerle yapılacak doğa temizliğinin, bir gün başarılı olacağına inanıyorum.
Zaten, kirleri yiyecek bakteriler konusunda deneyler de yapılıyor.
Belki birgün bu bakteriler İzmir Körfezi’nin tüm pisliğini yiyip bitirecek.
Belki bir gün, torunumun çocuğu, benim çocukluğumdaki gibi mavi bir körfezde yüzecek…
Cumhuriyet 8 Mayıs 1990;
Gazete Ege 21 Temmuz 1997
Originally posted 2015-11-02 10:55:05.