Türkiye yiyecek açısından kendine yeten bir ülkeydi, bize öyle öğretilmişti. Petrolümüz-gazımız yoktu fakat bizim halkımız çalışkan, üretirdi. Orta halli ailelerdik, gözümüz zenginlikte değildi. Ama Atatürk’üm kurtuluş savaşından sonra iktisat kongresini İzmir’de yaptı, ekonomi düzeldi. Sonra hıfzıssıhhayı kurdu, aşılar yaptılar, ilaçlar yaptılar, sıtma savaş ve verem savaş dernekleri, hastaneler kuruldu ve hastalıklar yok edildi tamamen. Şimdi de sağlık ocaklarımız var, ilaçlarımızı alabiliyoruz çok şükür, doktorlarımız mükemmel yüksek performans gösteriyor.
Sağlık ocakları eskiden daha tenha olurdu şimdilerde sığınmacılar arttığı için kalabalık oluyor. Her geçen ay, geçen gün sığınmacı sayısı artıyor. Yurdun dört bir tarafından sığınmacılar kaçak olarak geliyor. Çünkü burada hastaneler sağlık ocakları var, gelenler vatandaş oluyor ve bu hizmetlerden faydalanıyor. Sayın lider Putin’i beğeniyorum, Rusya’da yaşlılara hastanede bedava bakılıyormuş ve otobüste otobüste bedavaymış, para vermiyorlarmış.
Türkiye’nin etrafına bakıyorum güneydeki ülkelerden, doğudaki ülkelerden, kuzeydeki ve batıdaki ülkelerden devamlı bir göç oluyor. Avrupa göçmen istemiyor, bize itiyor. Ama bizim gücümüz hepsine bakmaya yetmez. Zengin ülkelerin yardım etmesi lazım.
Birde güneydeki komşularımız da, doğudaki komşularımız da petrol zengini, hatta orta Asya’ya kadar uzatabilirsin. Onların hükümetlerine bakıyorum yabancı şirketlerle bu zenginlikleri çıkarıyorlar ve hepsi yurtdışında mülkler almışlar zengin hayatı yaşıyorlar. Ama halkın hastanesi yok, savaş sırasında bir doktorun da hastane bombalanırken çalıştığını gördüm ve sonra ölmüş, sonra sağlık ocakları yok, ilaç alamıyorlar. Oradaki zenginliklerde onları da payı var, neden hükümetler onlara bu imkanı vermiyorlar? Paraları var yapabilirler. Doğrusu hayal kırıklığına uğradım, inşallah orada da aileler çocuklar daha mutlu yaşarlar. Halkıyla empati kurabilen hükümetler kurulması dileği ile.
Sevinç Ayla Gönenç
2.2.202